5/5 - (1 vote)

Türkiye’nin Afrika kıtası ile diplomatik, kültürel, ekonomik ve güvenlik bağlarını artırmaya ve kıtanın sorunlarına “Afrikalı çözümler” bulmaya yönelik faaliyetleri devam etmektedir. Bu faaliyetler sonucunda Türkiye, Afrika kıtasında en fazla diplomatik temsilciliğe sahip ülke olmuştur.

TÜRKİYE-AFRİKA

Türkiye’nin 2002 yılında Afrika kıtasında sadece 12 büyükelçiliği vardı. Bu sayı 2022 yılında Gine-Bissau Cumhuriyeti’nin başkenti Bissau’daki Türk Büyükelçiliği’nin açılmasıyla 44’e yükseldi. Türkiye, önümüzdeki yıllarda Afrika kıtasındaki büyükelçilik sayısını 50’ye çıkarmayı planlıyor. Nitekim Ankara, Afrika’daki en geniş diplomatik ağlardan birine sahip.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlık ve cumhurbaşkanı olduğu dönemde Afrika ülkelerine seyahat eden liderler arasında 53 seyahatle ilk sırada yer alıyor.

TÜRKİYE-AFRİKA

On yıllar boyunca Türkiye, Afrika ile yoğun bir ekonomik, siyasi ve askeri bağlar ağı kurdu. Afrika kıtasındaki birçok ülkenin kaçırılmayacak bir ortağı haline gelmiştir. Bu kısmen, Fransa da dahil olmak üzere diğer güçleri alarma geçirdiği ölçüde.

Türkiye’nin insani boyutta başlayan Afrika ile ilişkilerinin on yılı aşkın sürede yeni alanlar ile genişleyerek sürmesi söz konusudur. Bu minvalde Türkiye, Afrika ülkeleri ile ilişkilerinde devletin kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi, güvenlik ortamının sağlanması, devletlerin toprak bütünlüğünün korunması, siyasi istikrarın güçlendirilmesi ve terörle etkili mücadelenin sağlanması gibi çeşitli konularda ülkelerin farklı taleplerine destek vererek iş birliği fırsatlarını artırmaya devam etmektedir. Türkiye, yumuşak güç araçlarını ihmal etmeden ancak bu araçlarını akıllı güce yönelik dönüştürerek Afrika ülkeleriyle ilişkilerini konsolide etmektedir.

Türkiye, Afrika kıtasına müdahalesini daha insani, kültürel, dini ve eğitimsel yönleriyle daha da geliştirmiştir. Bu sayede Türk hükümeti, şu anda Afrika’da 22’ye ulaşan Kalkınma İş birliği ve Yardım Ajansı’nın (TİKA) Ofislerini açmıştı. Türkiye ayrıca, Sudan’daki Osmanlı limanı Swakin’i yenilemek veya Mali gibi Müslüman ülkelerde ve Hıristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde camiler inşa etmek gibi miras koruma operasyonları yürütmüştür. Buna, Akra’da 2017 yılında açılan İstanbul’un Osmanlı camileri gibi bir “Büyük Halk Camii” nin oluşturulması da dahildir.

Afrika kıtasının nüfusu 1,3 milyardır ve tüketimcilik son yıllarda kıtanın sakinleri arasında yayılmıştır. Bu da kıtadaki Türk şirketleri için yeni fırsatlar yarattı. Türk iş adamları ve girişimcileri, Afrika ülkelerindeki aktif ve önemli varlıklarıyla son yıllarda Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Nijerya, Etiyopya, Güney Afrika ve Ruanda da dahil olmak üzere birçok ülkede faaliyet gösteren Türk ekonomi aktivistleri, gıda, enerji ve inşaat yatırımlarının yanı sıra Türkiye ile Afrika arasında ticari faaliyetlerde bulunuyorlar.

Ekonomik sonuçların, siyasi eylemlerin ve hatta insani ve dini çalışmaların sonuçları, Ankara’nın gerçek bir stratejik ortaklık kurmasını sağlamışdı; bu ortaklık, çeşitli sektörlerin sık sık teknik toplantılarının kendisine sürekli dinamikler kazandırmasının yanı sıra her beş veya altı yılda bir siyasi toplantıları güncelleyip güçlendirdi.

Türkiye’nin Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının yeniden ele geçirilmesine yol açan İkinci Dağlık Karabağ savaşında askeri musteşar varlığının yanı sıra Türk ordusunun 2020’de Trablus’taki Libya hükümetine verdiği destek ve General Halife Hafter’in güçlerinin işgalini durduran insansız hava araçlarını kullanması, Türk-Afrika ilişkilerine yeni bir yaklaşım getirdi.

Ekim 2021’de Afrika ülkelerine yaptığı bir gezide Recep Tayyip Erdoğan, memnuniyetle, “Afrika’da nereye gidersem gideyim, benimle insansız hava araçları hakkında konuşuyorlar” dedi. Daha sonra, Tunus ve Fas ilk savaş uçağı sevkiyatlarını (Tunus Anka S ve Fas Barayktar TB2) aldı, ancak Etiyopya, Angola ve Nijer gibi diğer birçok ülke de onlarla ilgileniyor veya satın almaya çalışıyor.

Bu ülkelerden bazıları (Nijer, Togo, Çad, Etiyopya, Somali…) Türkiye’den (Hürkuş fonksiyonel uçakları, zırhlı araçlar, kamyonlar…) gibi başka askeri silahlar da satın alıyor. Üçüncü İstanbul zirvesinde Erdoğan, 2021’in 11 ayında, Türk-Afrika ticaret hacminin bir yıl öncesine göre 5 milyar dolar olmak üzere 30 milyar dolara ulaştığını doğruladı.

Bu durum hem ekonomik hem de uzun vadeli karşılıklı iş birliği imkanlarını mümkün kılmaktadır. Her ne kadar sayıca yüksek olmasa da Afrika ülkelerine yönelik gemi gibi büyük platformlar ile birlikte uzaktan komutalı silah sistemleri, radar, sensor vd. alt sistemlerden oluşan geniş yelpazede ürünlerle ihracat da gerçekleşmektedir. Öte yandan Bayraktar TB2’lerin yoğun şekilde talep edilmesinin yanı sıra TUSAŞ’ın hem ANKA hem de AKSUNGUR İHA sistemlerinin ihracatına yönelik henüz adı açıklanmayan Afrika ülkeleriyle sözleşmeler imzalanması söz konusudur. Ayrıca Türkiye’nin geliştirmiş olduğu insansız deniz araçlarının (İDA)5 da yer aldığı deniz sistemleri ve platformlarının gelecek yıllarda daha sık adının duyulması beklenmektedir. Özellikle denize kıyısı bulunan 39 Afrika ülkesi için bu platformlar iş birliği yapılabilecek ve karşılıklı fayda sağlayabilecek önemli bir sistem olarak bulunmaktadır. Kısacası Türk savunma sanayii ürünlerine Afrika ülkelerinin ilgisinin artarak devam etmesi 2023 için beklenmektedir.

Afrika’nın silah tedarikçisinin bu yeni pozisyonu, Türkiye’nin Afrika kıtasında oynadığı stratejik rolü yansıtıyor. Rusya’nın Ukrayna savaşına karışması ve AB’nin Afrika ile kırılgan ve sömürgeci ilişkileri, Türkiye’ye Afrika ülkeleriyle her geçen gün gelişen bir kazan-kazan ilişkisi kurma fırsatı vermişdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.