ANKARA’NIN İSVEÇ’IN NATO’YA KABULÜNE YÖNELIK SERT YAKLAŞIMI , Bir diplomat, Al-Monitor ile yaptığı görüşmede, Kuzey Atlantik Örgütü (NATO) üyelerinin Litvanya’da yapılacak toplantısından iki hafta önce Türkiye’nin İsveç’in üyeliğinin kabulü için bir ön koşul olarak taleplerini artırdığını bildirdi. NATO’nun Kıbrıs konusundaki tutumlarına karşı çıkarken, NATO üyelerinden uluslararası belgelerde gayri resmi bir şekilde anılan “Türkiye’nin Boğazları” (Çanakkale Boğazları ve İstanbul Boğazlarına atıfta bulunan) unvanını anmalarını ve tanımalarını istedi.
Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya kabulüyle ilgili iddiası, Ankara’nın Stockholm’den PKK terör örgütü üyelerinin kontrol edilmesini talep etmesiyle sınırlı kalmadı ve yeni koşullar önerildi.
Reuters, Türkiye’nin bu değişikliklerin onaylanmasını engelleme eylemiyle ilgili bir haberde, NATO savunma bakanlarının Rus saldırısına yanıt olarak yeni NATO planı üzerinde anlaşmaya varmadığını bildirdi. Çünkü bir diplomata göre, Reuters’e göre Ankara, Kıbrıs da dahil olmak üzere belirli coğrafi yerler hakkında belirli kelimelerin kullanılması nedeniyle bu planı onaylamak konusunda isteksizdi. Bu durum, Türkiye’nin coğrafi unvanları yeniden tanımlama konusundaki ısrarını ve Osmanlı döneminde Avrupa’nın tarihi coğrafyasına dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir. Almantior’a göre diplomatlar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in son onda aldığı kararla NATO’ya katılmasına yeşil ışık yakmasını umarken, Türkiye, NATO’daki müttefikleri için NATO’nun yeni savunma stratejisi planının onaylanmasını geciktiren başka koşullar öne sürdü. Bu değişiklik, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra NATO’nun stratejilerindeki en iddialı değişiklik olarak kabul ediliyor ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının ardından NATO üyeleri tarafından aciliyeti vurgulanıyor.
Ayrıca F-16’ların satılıp satılmaması baskısı da Türkiye’yi zorlamayacak gibi görünüyor. Türkiye savaş uçağını tamamlıyor ve hatta Çin ve Rusya’dan istediği savaş uçaklarını da alabiliyor.
1936’da onaylanan “Montrö” uluslararası antlaşmasında bu iki boğazdan sadece “boğaz” olarak bahsediliyor ve doğal olarak bu konu, Türkiye’yi boğazların denetimi konusunda kendi iç hukukuna başvuramaz hale getirdi. Türklerin yanı sıra Ruslar için de büyük önem taşıyan bu iki boğaz, Rusya’nın Güney Avrupa ve Kuzey Afrika ülkeleri ile ana ticaret yollarından biri olarak kabul ediliyor.
Almantior’a göre, bu hikayeden tamamen haberdar olan bir diplomat, çıkmazın devam ettiğini belirterek, Türkiye’nin Türk boğazlarının isimlerini tanıma şartının kabul edilmesinin Batı’nın çıkarlarını tehlikeye atacak hukuki sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Tabii NATO askeri komitesinin Türkiye’nin NATO’ya katıldığı 1950 tarihli belgelerinde Türk boğazlarının isimleri kullanılıyor. Aynı zamanda Yunanlılar bu ismin kullanılmasına karşı çıkmışlar ve Amerikalılar iki taraf arasında arabuluculuk yapmışlardır.
Türkiye, Avrupa’nın Kıbrıs konusundaki tutumuna karşı olduğu için 2018’de Avrupa ile NATO arasındaki işbirliği planlarına da karşı çıktı. Kıbrıs Avrupa Birliği üyesidir, ancak Ankara NATO üyeliğini engellemiştir.