ثبت امتیاز

Basra Körfezi İşbirliği Konseyi’nde Türkiye’nin Etkisi 

Dr. Hamed Roshan Cheshm

Türkiye Meselelerinde Kıdemli Uzman

Recep Tayyip Erdoğan’ın Basra Körfezi İşbirliği Konseyi’ne üye ülkelere Suudi Arabistan merkezli yeni stratejik gezi turunun başlaması, Türkiye’nin yeni yönetim alanındaki yaklaşımının formülasyonunu gösteriyor. Karadeniz Savaşı’nın Türkiye için yarattığı koşullar, enerji bağımlılıkları, İkinci Karabağ Savaşı, NATO’nun bölgedeki yeni stratejileri, Çin’in Doğu’dan Batı’ya mal akışını kontrol etme stratejisi, Arap ülkelerinin artan gelişimi, Suriye ve Irak’ın meseleleri, Erdoğan’ın yeniden iktidara gelmesinin ardından Türkiye’de yeni bir stratejik bakış geliştirme ihtiyacını doğurdu. Türkiye’nin yeni hükümetinin kabinesindeki önemli değişiklikler de Türkiye’deki siyasetin çoklu eğilimini teyit ediyor ve görünüşe göre bu ülke, ekonomik koşulları ve Avrupa Birliği üyeliğini sağlamak için bundan azami şekilde yararlanabilme amacıyla özellikle Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş alanında ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmaya çalışıyor. Artık Türkiye’nin jeopolitiği çok önemli ve bu ülke, bölgesel ortamındaki tehditleri azaltmaya ve ekonomik krizi iyileştirmek için yeni kapasiteler ortaya koymaya çalışıyor. Dolayısıyla başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkeleriyle Kaşıkçı meselesi, Katar ambargosu ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler meselesinde yaşanan çeşitli gerilimlerden sonra Türkiye artık dış politikadaki ideolojik görüşlerini azaltması ve zengin Arap ülkelerinden fon çekmesi gerektiği kanaatine varmıştır. Bu kapsamda Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’a, bu ülkelerle büyük sözleşmeler ve mutabakat zaptı imzalamanın yanı sıra gerilimi azaltmak ve geçmiş sorunları çözmek amacıyla bir dizi gezi düzenledi. Bunun bir örneğini Türkiye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki 50 milyar dolarlık anlaşmada görmek mümkündür. Öte yandan, özellikle enflasyon alanında ortaya çıkan ekonomik sorunlar ve Türkiye’de halkın alım gücünün düşmesi, Türkiye’nin ekonomik yönünün Arap ülkelerinin yüksek kabiliyete sahip olduğu yabancı sermayeyi çekmesine neden olmuştur. Teknolojinin gelişmesi ve ihracatı da Türkiye için çok önemli ki Recep Tayyip Erdoğan bu gezi serisinde bu hedeflere ulaşmaya çalışıyor. Son olarak, Türkiye’nin bölgede, temel olarak ekonomik gelişme ve artan bölgesel nüfuz temelinde tanımlanabilecek yeni bir dış politika eğilimi sergileyeceği söylenebilir.

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.