Türkiye’nin ve Siyonist Rejimi’nin Dikkatlerinin Gerilimi Düşürmeye Yönelmesinin En Önemli Nedeni
Dr. Seyyed Mohammad Isanajad
Uzun bir çatışma ve soğuk ilişkiler döneminden sonra, Türkiye ve Siyonist rejimin ilişkileri düzeltme ve iyileştirme çabalarına bir kez daha tanık oluyoruz. Bu rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da Mahmud Abbas ile aynı dönemde Türkiye’ye gitmesi bekleniyordu. Ancak kalp rahatsızlığı ve hastaneye yatması bu seyahate engel oldu. Daha önce de Filistin ve Siyonist liderler aynı anda Türkiye’yi ziyaret ederek uyumlu bir etkileşim görüntüsü sunmuşlardı. Bu üç hükümetin batılı ortakları tarafından memnuniyetle karşılansa da aslında barışa veya Filistinlilerin durumunun iyileşmesine yol açmayan bir görüntü.
Ankara ve Tel Aviv’in tansiyonu düşürmeye çalışmasının sebeplerine gelince, iç sorunlar, seçim sonrası Erdoğan’ın dikkatini çekmek, Müslüman ülkelerle ilişkilerde denge sağlanması, Ukrayna’da görece yakınlaşma gibi saiklerden bahsedebiliriz. Ancak Türk tarafı açısından belki de en önemli sebep, enerjinin ve iletiminin jeoekonomisidir. Türkiye, Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının sınırlandırılması ve çıkarılmasına ilişkin yasal ve siyasi alanları hızlandırmakla ve tabii ki söz konusu bölgeden Avrupa’ya enerji nakil hatlarına açık olmakla ilgileniyor. Çünkü Ankara’nın açısından, Türkiye, Avrasya’nın enerji üssü haline gelmeli. Siyonist rejim ve Mısır, Avrupalı müşterilerinin aksine, bu rejimde çıkarılan gazın Mısır’a aktarılıp burada yoğunlaştırma işlemine tabi tutulması ve son olarak likit gazın özel gemilerle Avrupa limanlarına taşınması gerektiğine inanmaktadır. Türkler açısından ise coğrafi gerekliliklere aykırı, inatçı ve düşmanca bir hareket olarak değerlendirilmektedir. Buradan yola çıkarak Erdoğan’ın Netanyahu ve Sisi ile yaptığı görüşmenin konularından birinin de Türkiye’nin katılımıyla Avrupa’ya gazın nasıl nakledileceği olduğu varsayılabilir. İlginçtir ki, Mısır ve Siyonist rejim liderlerinin Türkiye ziyareti farklı gerekçelerle ertelendi ve yüz yüze görüşme imkânı reddedildi. Yunanistan ayrıca, Ankara’nın hoşlanmadığı bir plan olan, Kıbrıs Rum Kesimi ve topraklarından Akdeniz gaz üreticileri ve tüketicilerine gaz nakletme planını önerdi.
Bir başka örnek de Türkiye’nin Arap-İsrail çatışmalarında rol oynayarak Arap ülkeleriyle ilişkilerini yönetmeye çalışmasıdır. Türkiye onlarca yıldır Filistinliler ve Siyonistler arasında arabuluculuk yapmaya ve bu rejimle etkileşim yoluyla Araplarla ilişkilerini dengelemeye çalıştı. Halihazırda bu konuda Kahire ile Ankara arasında ortak bir işbölümü var. Elbette Arap şeyhlerinin söz konusu çatışma davasına yönelik tutum değişikliği ve İbrahim’in barış süreci bu görüşmeleri Filistinliler ile Siyonist rejim arasında bir çatışmaya dönüştürmüştür ve bir zamanlar Mısır’ı Siyonistlerle uzlaşmakla eleştiren diğer Arap ülkeleri ise, şimdi Siyonist büyükelçilere, politikacılara ve hatta turistlere sıcak kollarını açtılar. Bu arada, Tel Aviv’le ekonomik ilişkileri her zaman gelişen ve ticaretin terazisini her zaman Türklerin lehine çeviren Ankara, muhtemelen Filistinlilere destekleyici bir rol oynamaya çalışıyor ve Filistin halkına destek verme prestijini iç, bölgesel ve İslam dünyasında sürdürmek istiyor.